Ayrı bir alan olarak "siyaset bilimi" terimi sosyal bilimler açısından oldukça geç kavramlaşmış bir alan olsa da siyasal iktidarı ve tarih üzerindeki etkilerini analiz etmek yüzyıllardır var olan bir olgudur. Bununla birlikte, "siyaset bilimi" terimi her zaman siyaset felsefesinden ayırt edilmemiştir modern disiplinin içinde ahlakî felsefe, siyasi ekonomi, siyasi teoloji, tarih, olması gerekenlerin normatif olarak belirlenmesi ile ideal devletin özelliklerinin ve işlevlerinin tümdengelimiyle uğraşan diğer alanlar olmak üzere bir dizi öncüler vardır. Siyaset bilimi bir bütün olarak belirli disiplinlerde tüm dünyada vuku bulur, ancak terimin diğer belirli yönlerinde de eksik olabilir.
Batı siyasetinin öncülleri Aristoteles ("Siyaset Bilimi'nin Babası") (M.Ö. 384-322) gibi Sokratik siyasi filozoflara kadar uzanabilir. Aristoteles, siyaset biliminin çalışan bir tanımını veren ilk kişilerden biriydi. Güçlü bir bilim dalı olduğuna ve askerî bilim gibi diğer dallar üzerinde özel otoriteye sahip olduğuna inanıyordu.1 Platon ve Aristoteles gibi siyaset filozofları, kendilerinden önce gelen Yunan filozofların siyasi düşünceyi tasvir ettiğinin tersine bir yönde siyasi düşünceyi siyaset biliminin bilimsel yönüne daha fazla önem verecek şekilde analiz etmeye başladılar. Platon'dan önce siyaset hakkındaki ana yorum şairlerden, tarihçilerden ve günün ünlü oyun yazarlarından geliyordu.2
Roma İmparatorluğu'nun en müreffeh zamanı boyunca hem tarihi olduğu gibi belgeleyen hem de kendi bakış açılarını kullananlar olmuştur, aynı zamanda günün siyasetini uygulayan ve tarihi olduğu gibi etkileyenler de olmuştur. Ana tarihçilerden bazıları; Polibios, Livius ve Plutarhos idi. Bu tarihçiler yalnızca Roma İmparatorluğu'nun yükselişini belgelemekle kalmayıp diğer ulusların yükselişine ve düşüşüne de odaklanmıştır.3 Siyasi politikaları uygun gördüklerinde uygulayanlar arasında Jül Sezar ve Cicero gibi liderler olmuştur. Sezar gücünü korumak için halkını sıkı denetim altında bulunduran bir diktatörken, halkın yararına olacak reformlar yapmıştı.4 O zamanlar siyaset bilimi; yönetim organlarının etkisini ve yöneticilerin yasaları nasıl uyguladığını anlamanın yanında, bir bütün olarak belirli ülkelerin tarihini anlama süreciydi.5 MÖ 753 yılında Roma şehrinin kuruluşundan Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşüne ve Orta Çağ'ın başlangıcına kadar yaklaşık bin yıl geçmiştir. Bu muvakkatta Helen kültürünün Roma tabakasına belirgin bir çevirisi görülür. Sonunda hem Yunan tanrıları hem de Yunan felsefesi Romalıların eline geçmiştir. Stoacılık olarak bilinen Yunan felsefesi Roma hukuku olarak uygulanmıştır. Stoacılar, devletin bir bütün olarak istikrarlı kalması için devlette uygun hiyerarşik rolleri ve görevleri korumaya karar vermişlerdir. En iyi bilinen Roma Stoacıları arasında filozof Seneca ve imparator Marcus Aurelius vardır. Zengin bir Roma soylusu olan Seneca, bazı modern yorumcular veya tarihçiler tarafından kendi kurallarına göre yeterince yaşamadığı için sık sık eleştirilir. Bir diğer taraftan Marcus Aurelius'un Kendime Düşünceler eseri ise, felsefî arzuları ile Roma İmparatorluğu'nu dış düşmanlarına karşı çeşitli askerî seferler ile savunmak için hissettiği görev arasında bölünmüş bir imparatorun düşüncelerinin en iyi felsefî yansımaları olarak ele alınabilir.
Polybius'a göre, Roma kurumları imparatorluğun belkemiğiydi ama Roma hukuku ise imparatorluğun medullasıydı.6
Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşüyle birlikte, siyaset çalışmaları için daha yaygın bir alan ortaya çıkmıştır. Tektanrıcılığın yükselişi ve özellikle Batı geleneği için Hristiyanlık, siyaset ve siyasi eylem için yeni bir alan açığa çıkarmıştır. Augustinus'un Tanrı'nın Şehri gibi eserler mevcut felsefeleri ve siyasi gelenekleri Hristiyanlık'ınkilerle sentezleyerek, dinî olanla politik olan arasındaki sınırları yeniden tanımlamıştır. Orta Çağ boyunca kiliselerde ve mahkemelerde siyaset çalışması yaygındı. Kilise ve devlet arasındaki ilişkiyi çevreleyen siyasi soruların çoğu bu dönemde açıklığa kavuşturuldu ve tartışıldı.
İtalyan Rönesansı sırasında Niccolò Machiavelli, modern siyaset biliminin, siyasal kurumların ve aktörlerin doğrudan ampirik gözlemine vurgu yapmıştır.. Prens adlı incelemesinde Machiavelli, bir yöneticinin durumunu elde etmeye ve sürdürmeye yardımcı olurlarsa kötü araçların bile düşünülmesi gerektiğini savunan gerçekçi bir bakış açısı sunar. Bu nedenle Machiavelli ayrıca politikada idealist modellerin kullanılmasına karşı çıkar ve böylece siyaset biliminin "politika modeli"nin babası olarak tanımlanır.7 Machiavelli, daha az bilinen eseri olan Titus Livius'un İlk On Yılı Üzerine Söylev'de farklı bir ton alır. Bu çalışmada cumhuriyetçiliğin erdemleri ve iyi bir vatandaş olmanın ne anlama geldiğini anlatmaktadır. Bununla birlikte, Prens'den bazı benzer temalar Söylevler'de de bulunabilir.8 İlerleyen zamanlarda, Aydınlanma sırasında bilimsel paradigmanın genişlemesi, siyaset çalışmasını normatif tespitlerin ötesine itmiştir.
Fransız filozofların (birkaçını saymak gerekirse Voltaire, Rousseau, Diderot) eserleri siyasi analiz, sosyal bilim, sosyal ve siyasi eleştiri için mükemmel bir örnek teşkil eder. Bu filozofların Fransız devrimine yol açan etkileri, dünya çapında modern demokrasinin gelişmesinde çok büyük rol oynamıştır.
Sosyal sözleşme teorisi ile tanınan Thomas Hobbes, Machiavelli'ye benzer şekilde monarşi gibi güçlü bir merkezi gücün bireyin doğuştan bencilliğini yönetmek için gerekli olduğuna inanmaktaydı, ancak her ikisi de kralların ilahî hakkına inanmamışlardır. Öte yandan, Yönetim Üzerine İki İnceleme'yi yazan ve kralların ilahî haklarına inanmayan John Locke, Aquinas'ın yanında konumlanarak ve Aristoteles'in insanın sosyal bir hayvan olarak sosyal bir uyum içinde mutlu olmayı amaçladığı sözünü kabul ederek Machiavelli ve Hobbes'a karşı durmuştur. Aquinas'ın ruhun orijinal günahtan kurtuluşu hakkındaki baskın görüşünün aksine Locke, insanın bu dünyaya temelde bir tabula rasa olan bir zihinle geldiğine inanıyordu. Locke'a göre, Hobbes'un önerdiği mutlak bir hükmedici gereksizdir, çünkü doğal hukuk akıl ve eşitliğe dayanmaktadır ve insanların barışı ve hayatta kalmasının peşindedir.
Aydınlanma döneminde us arayışından doğan Batı felsefesinin yeni temelleri kilise ve devletin ayrılması gerektiğini vurgulayan politikaların önünü açmaya yardımcı olmuştur. Maddî bilimlere egemen olan ilkelerin benzerleri, sosyal bilimlerin kökeni olarak topluma bütüncül bir şekilde uygulanabilirdi. Politika bir laboratuvarda olduğu gibi sosyal çevrede de incelenebilirdi. 1787'de Alexander Hamilton ". . . Diğer bilimler gibi siyaset bilimi de büyük gelişme kaydetti." demiştir ( Federalist Yazılar Sayı 9 ve 51). Hem Marquis d'Argenson hem de Abbé de Saint-Pierre siyaseti bir bilim olarak tanımlamıştır; d'Argenson bir filozoftu Saint-Pierre Aydınlanma'nın müttefik bir reformcusu idi.9
Aydınlanma sürecine katılan Amerikan siyasetindeki diğer önemli kişiler Benjamin Franklin ve Thomas Jefferson'dur.
Darwinci evrim modelleri ve doğal seçilim 19. yüzyılın sonlarında önemli bir etki yaratmıştı. I. Dünya Savaşı'nın toplumu parçaladığı inancının aksine toplum sürekli yükseliyor gibi görünmekteydi.
"Tarih, geçmiş siyasettir ve siyaset ise şimdiki tarihtir" 1882-1900 arası Amerikan siyaset bilimcilerinin ilk kuşağının sloganı idi. Slogan Oxford profesörü Edward Augustus Freeman tarafından icat edilmişti ve siyaset bilimcilerinin ilk büyük ölçekli eğitiminin başladığı Johns Hopkins Üniversitesi'ndeki seminer odasının duvarında yer etmişti.10 Alanın kurucu profesörleri arasında Westel Woodbury Willoughby, Johns Hopkins'te Herbert Baxter Adams, Columbia'da John Burgess ve William Dunning, Princeton'da Woodrow Wilson ve Harvard'da Albert Bushnell Hart vardı. Lisansüstü seminerlerinde, tipik olarak Alman Üniversitesi seminerlerindeki deneyimlerini yansıtan kalın tarihsel bir döküm mevcuttu. Ancak, gelecek kuşak bilim insanları, tarih ve kasıtlı modayı kademeli olarak azaltmışlardır. İkinci nesil fiziksel bilimler üzerinde bir model olmak istemiştir.11
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki İlerlemeci Dönem'de (1890'lar-1920'ler), siyaset bilimi sadece prestijli bir üniversite müfredatı değil, aynı zamanda devlet yönetimi sorunlarına uzmanlığı uygulamanın bir yolu olarak kabul edilen uygulamalı bir bilim hâline gelmiştir. Bu dönemin en önde gelen uygulamalı siyaset bilimciler arasında Woodrow Wilson,12 Charles A. Beard ve Charles E. Merriam vardır. Birçok şehir ve eyalet yeni sonuçları uygulamak için araştırma büroları kurmuştur.
1903 yılında kurulan Amerikan Siyaset Bilimi Derneği siyaset bilimcilerinin en büyük meslek örgütüdür.
Davranışsalcılık, 1930'larda Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkan ampirik bir yaklaşımdır. Bu kavram siyasi davranışı açıklamak ve tahmin etmek için nesnel ve nicel bir yaklaşımı vurgulamıştır. Guy, "Davranışsalcılık, politik davranışın tüm tanımlanabilir tezahürlerinin sistematik olarak anlaşılmasını vurguladı. Ancak aynı zamanda, testi standartlaştırmak ve siyaset dünyasının değersiz istifhamını denemek için titiz bilimsel ve istatistiksel yöntemlerin uygulanması anlamına geliyordu... Davranışsalcı için siyaset biliminin rolü öncelikle gerçekleri olabildiğince titiz ve nesnel olarak toplamak ve analiz etmektir." demektedir.13 Petro ise "Davranışçılar genellikle siyasetin sert bilimlerle aynı şekilde incelenmesi gerektiğini hissettiler." demektedir.14 Bu, doğa bilimlerinden sonra modellenen davranışsal bilimlerin yükselişi ile ilişkilidir. Guy'ın belirttiği gibi, "Davranışsalcılık terimi, şimdi davranışsal bilimler olarak adlandırılan tüm sosyal bilimlerde eşzamanlı olarak meydana gelen daha büyük bir bilimsel hareketin parçası olarak kabul edildi.".15 Bu, davranışsalcılığın davranışı yansız, tarafsız bir bakış açısıyla açıklamaya çalıştığı anlamına gelmektedir.
Davranışsalçılık, farklı sosyal ortamlardaki yasama organları, yöneticiler ve yargı ve diğer sosyal gruplar gibi kurumların özelliklerini değil, bireylerin davranışlarını, eylemlerini ve edimlerini incelemeyi ve bu davranışı siyasi olarak açıklamayı amaçlamaktadır.16
Gunnell, 1950'lerden beri sistem kavramının Amerikalı siyaset bilimcileri tarafından kullanılan en önemli teorik kavram olduğunu savunmaktadır. Bu fikir sosyoloji ve diğer sosyal bilimlerde ortaya çıksa da David Easton bunun siyaset hakkındaki davranışsal araştırmalara en iyi nasıl uygulanabileceğini belirtmiştir.17
1950'lere kadar Kanada üniversitelerine, siyaset bilimine yüksek öncelik vermeyen İngiliz eğitimli bilginler önderlik etmiştir. Kanadalılar, siyasi iktisat çalışmalarını desteklemişlerdir. 1950'den sonra genç akademisyenler giderek artan bir şekilde Amerikan doktora derecelerini almıştır ve böylece Kanada bölümleri davranışçılık ve nicelikselleştirmeyi desteklemiştir.18
Siyaset bilimi, Avrupa üniversitelerinde Amerikan üniversitelerine göre daha küçük bir ölçekte faaliyet göstermektedir. Geleneksel olarak siyasi çalışmalar hukuk profesörleri veya felsefe profesörleri tarafından yürütülmüştür. Amerikalılar tarafından yapılan akademik çalışmaların davranışçılık alanına etkileri Avrupa Siyasî Araştırmalar Konsorsiyumu'nu (ECPR) birleştirici bir güç hâline getirmiştir. ECPR; European Political Science (EPS) (2001'den beri), European Journal of Political Research (EJPR) ve European Political Science Review (EPSR) dâhil olmak üzere birçok bilimsel dergiye sponsorluk yapmaktadır.
Hindistan'da, Çanakya'nın Arthashastra eseri, MÖ 3. yüzyılda Hindistan'daki en eski siyaset bilimi çalışmalarından biri olarak yazılmıştır.19 Arthashastra, kapsadığı diğer konulara ek olarak uluslararası ilişkileri, savaş stratejilerini ve malî politikaları tartışan bir politik düşünce incelemesidir.
Antik Hindistan siyasetinin öncüllerine bakmak, Hinduizmin dört Vedasının üçüne, Mahabharata ve Pali Derlemesine yol açar. Vedaların eserleri arasında Rigveda, Samhita ve Bramanas yer almaktadır. Çanakya'nın zamanından yaklaşık iki yüz yıl sonra Manusmriti yayınlanmıştır ve zamanında Hindistan için bir başka önemli siyasi inceleme hâline gelmiştir.20
Konfüçyüsçülük ve Taoizm din olarak bilinir, fakat bu yaygın inanca rağmen aynı zamanda temel siyasi felsefelerdir. Sözü edilen siyasi felsefeler, Legalizm ve Mohizm ile birlikte, İlkbahar ve Sonbahar Dönemi'nde Antik Çin'de ortaya çıkmıştır. Çin tarihindeki bu dönem özgürce tartışılan birçok farklı fikre yol açtığı için Çin felsefesinin Altın Çağı idi. İlkbahar ve Sonbahar döneminde insan yaşamının askerî strateji ve siyasi miras gibi boyutları, insanların tinlere odaklanmasından etkilenmiştir.21
Bahsedilen dört siyaset filozofu, Çin felsefesinde Sima Tan tarafından belirlenen altı klasik düşünce okulunun bir parçasıdır. İmparatorluk Dönemi'nde Konfüçyüsçülük, legalizmden büyük ölçüde etkilenerek zamanla değişti ve Çin siyaset felsefesine egemen oldu.22
Orta Doğu'nun Aristotelesçileri (örneğin İbn-i Sina ve Musa bin Meymun), Aristoteles'in eserleri hakkında incelemeler yazarak Aristotelesçi ampirizm ve analiz geleneklerini canlı tutmuşlardır. İlerleyen dönemlerde ise Orta Doğu'da Aristoteles'in siyaset bilimi ideolojisi bırakılıp Platon'un Devlet eserine odaklanmaya başlanmıştır. Bu değişim ile Devlet, Fârâbî ve İbn Rüşd'ün eserlerinde de görülebileceği şekilde, Yahudi-İslâm siyaset felsefesinin temeli hâline gelmiştir.23
Orta Çağ İran'ında siyasi analiz, Ömer Hayyam'ın Rubaiyat ve Firdevsî'nin Şehnâme eserlerinde görülmektedir.24
Orijinal kaynak: siyaset bilimi tarihi. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Seymour Martin Lipsett, ed., Politics and the Social Sciences (1969) pp 1-3 ↩
Glenn Hastedt, "Woodrow Wilson and Literature on Political Science," White House Studies (2011) 10#4 pp 451-458 ↩
James John Guy, People, Politics and Government: A Canadian Perspective (2000) p 58 ↩
Nicolai Petro, The Rebirth of Russian Democracy: An Interpretation of Political Culture (1995) p 6 ↩
Guy, People, Politics and Government p 58 ↩
Hanes Walton, Invisible Politics pp 1-2. ↩
John G. Gunnell, "The Reconstitution of Political Theory: David Easton, Behavioralism, and the Long Road to System," Journal of the History of the Behavioral Sciences (2013) 49#2 pp 190-210. ↩
Reginald Whitaker, "'Confused Alarms of Struggle and Flight': English-Canadian Political Science in the 1970s," Canadian Historical Review (1979) 60#1 pp 1-18. ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page